Soğutma kompresörlerinin ilk modelleri tipik amonyak
makinalarıydı.O günlerde amonyak en çok tutulan soğutucu olduğu için
kompresörler çok yüksek basınçları karşılayabilmek için çok ağır yapılırlardı
ve modern kompresörlere kıyasla ilk kompresörler nispeten yavaş hızlarla
çalışırlardı.Valf tasarım kompresör mil contaları yataklar ve yağlama
sistemlerindeki ilerlemeler tasarım hızının kademeli olarak atmasını
sağlamışlardır.Bu da belli bir beygir gücü için kompresörlerin daha küçük
olmasına olana sağlamıştır.Çünkü daha hızlı çalışma ile daha çok yer değiştirme
elde edilmiştir.
Yeni soğutucuların kullanılması kompresörlerin tasarımlarını
ve gelişmesini önemli ölçüde etkiledi.Örneğin amonyak kullanırken sistemin
soğutucuyla temas eden tüm kısımlarının çelikten yapılması gerekiyordu.Sülfürdioksit
ve metilkloridinin soğutucu olarak ortaya çıkması ise bazı durumlarda demir
dışı metallerin kullanılmasını mümkün kılmıştır.Bunun yanında halojenli
hidrokarbon soğutucuların gelmesi kompresör tasarımı üzerinde belki de en büyük
etkiyi yapmıştır.Alüminyum gibi demir dışı metalleri kullanmak mümkün hale
gelmiştir.Aynı şekilde R-12 nin kullanılmasıyla hermetik (hava geçirmez)
kompresör tıpı popüler olmuştur.
Ticari soğutma ve iklimlendirme uygulamalarında kullanılan
kompresörlerin gelişimi kompresörlerin ev tipi buzdolaplarında kullanılmasından
oldukça etkilenmiştir.Hermetik kompresörler ve kılcal borulu soğutucu besleme
cihazları ilk defa ev tıpı buzdolabı uygulamalarında kullanılmış ve kendini
kanıtlamıştır.otuzların baslarında hermetik kompresörler ev tıpı buzdolabı
üreticileri için bir standart olmaya başlamıştır.Bir kaç yıl ıcınde kayış
tahrikli kompresörler ev tıpı buzdolabı sahasından hemen hemen yok
olmuştur.Dondurma dolapları içecek soğutucuları su soğutucuları vb. üreticileri
hermetik kompresörleri ikinci benimseyenler olmuşlardır.
1935`te iklimlendirmede ilk hermetik kompresör kullanılmış
ve 1940`ların basından itibaren iklimlendirme sistemi üreticilerinin çoğu
ürünlerini hermetik kompresöre çevirmişlerdir.Ticari soğutma ve iklimlendirme
alanlarında hermetik kompresör kullanmanın grafiği yükselmeye devam etmiştir.
TASARIMLAR
Pozitif yer değiştirmeli kompresörler
-Pistonlu
-Döner
-Helisel (vida)
Kinetik kompresörler
-Santrifüj
Pozitif yer değiştirmeli kompresörlerde maksimum kapasite
silindir yer değiştirmesinin hızının ve hacminin bir fonksiyonu olduğu için
böyle adlandırılmışlardır.Normalde hız belirli olduğu için (yanı tipik hermetik
pistonlu kompresörler için 1750 veya 3500 d/dk) pompalanan gazın hacmi veya
ağırlığı silindirlerin dakika basına strokuyla matematiki bir alaka oluşturur.
Bazen turbokompresor diye de adlandırılan kinetik kompresör
(santrifüj) pompalama kuvvetinin pervane hızına ve donen pervane ile akan
akışkanın (soğutucu) arasındaki acısal momente bağlı olduğu fanları pervaneleri
ve türbinleri kapsayan bir turbo makinalar ailesinin üyesidir.Akışları sürekli
olduğu turbo makinalarının hacimsel kapasiteleri aynı boyuttaki pozitif yer
değiştirmeli kompresörlerinkinden daha büyüktür.Buna rağmen günümüzde böyle
kompresörlerin tasarımları ve maliyetleri küçük uygulamalar (50 ton veya daha
az) için uygun gelmektedir.Şu anda santrifüj makinalar 80-100 tondan başlayıp
8000 ton ve daha üstüne kadar uzanmaktadır.Pozitif yer değiştirmeli
kompresörler arasında pistonlu kompresörler 100-150 tonluk küçük beygir
güçlerinde en geniş kabulü ve uygulamayı kazanmıştır.Bu noktada santrifüjlere
geçiş görülmeye başlamaktadır.
Döner kompresör ise soğutucularla beraber ana olarak küçük
kesirli beygir güçlerinde kullanılmışlardır.Döner kompresör ticari soğutma
sahasında benimsenmemiştir bunun nedeni belki de özellikle düşük emme
basınçlarında çalışırken çok yüksek boşaltma basınçlarına karsı pompalamada
verimsiz olmasıdır.
Helisel (vida) kompresörde bir pozitif yer değiştirme
tasarımıdır ve geniş bir yoğuşma sıcaklığı aralığında tatmin edici şekilde
çalışır.Vidalı kompresör Amerika Birleşik Devletlere`nde 1950`den beri soğutma
göreviyle kullanılmıştır. Orijinal tasarım 1930`ların basında İsveç`te icat
edilmiş ve patenti alınmıştır.
Vidalı bir kompresörün sıkıştırma çevrimi su şekilde yapılır:
Gaz karşılıklı vida boşluklarını doldurmak üzere içeri
çekilir. Rotorlar döndükçe vida arası boşluk vida arası boşluğu tecrit eden
giriş ağzını geçerek hareket eder.Sürekli dönüş devamlı olarak gazın işgal
ettiği alanı azaltır ki bu da sıkıştırmaya yol acar. Vidalar arası boşluk çıkış
ağzıyla karsı karsıya gelince gaz boşalır.
Kapasite kontrolü iç gaz dolaşımıyla sağlanır böylece
tasarım kapasitesinin %10`una kadar düzgün bir kapasite düşümü sağlanır.100
tondan 700 tona kadar çalışma aralığındaki vidalı makinalarımız günümüz
ölçüleri soğuk su sistemleri için olan nominal ARI şartlarına göredir.Santrifüj
teçhizat gibi vidalı makinalar günümüzde küçük tonajlı soğutma veya
iklimlendirmede kullanılmazlar.Böylece pistonlu kompresör bu unıtelerın
%90`ından fazlasında kullanılır. Kesirli beygir gücünden 100 tona kadar değişir
ve bu yüzden kompresörleri öğrenmede başlangıç noktası olacaktır.Bu bolümde
anlatılacak diğer konular bu tasarımla ilgilidir.
PİSTONLU KOMPRESÖR TİPLERİ
Daha öncede bahsedildiği gibi pistonlu makinalardaki ayrım
acık tıp kompresör ile hermetik arasındadır.Açık tıp demekle ya kayış tahrikli
yada doğrudan bağlantılı bir dış motor tarafından tahrik edilen kompresörü
kastediyoruz.Bu tıp kompresörün karterine uzanan bir mil ve tabı birde mil
contası vardır.Bu tıp kompresörün aksı olan tıp motorla kompresörün aynı muhafazada
korunduğu hermetik sızdırmazlıklı kompresördür.Böylece hermetik sızdırmazlıklı
kompresörün kartere uzanan mili yoktur ve böylece sızdırmazlık elemanına
ihtiyacı yoktur.Her tipin dıgerine göre bazı avantajları vardır.
Kayış tahrikli acık tıp bir kompresör çok esnektir.Hızı tek
bir kompresörün çoğu zaman iki yada üç değişik boydaki üniteler için
kullanılabileceği şekilde değiştirilebilir.Motor kasnağının ve kompresör valfı
boşluğunun sadece boyutlarını değiştirerek çoğu zaman bu aynı kompresör sadece değişik
boyda motorlarla değil yüksek orta ve düşük sıcaklık uygulamalarında da
kullanılabilir.Açık tıp kompresörün bu özelliği hermetik tipe kıyasla en göze
çarpan avantajıdır.
Diğer avantajları bu tıp kompresörlerin düzenli olmayan
voltajlar ve frekanslar için bulunan motorlarla kullanılmasıdır ki hermetik tıp
kompresörler bunun için üretilmezler.Bu voltaj ve farzların Amerika Birleşik
Devletleri`ninkinden farklı olduğu deniz ötesi pazarlarda önemli bir faktör
olmuştur.Örneğin 50 (hertz) frekansın ve doğru akımın eldeki tek güç olduğu
yerlerde.Hermetik kompresörler doğru akım için uygun değildir ama acık motorlar
için uygundur.
Açık kompresörlerin bakımı her zaman yerinde yapılabilir ki
bu bütün hermetikler için geçerli değildir.Motor yandığında acık tıp sistemde
motoru değiştirmek motorun soğutucu ile temas ettiği hermetik sistemlerden daha
kolaydır.Hermetik sızdırmazlıklı sistemde motor yanınca bütün kompresör
sökülmeli ve parçalara ayrılmalı ve yeniden revizyon için tamirhaneye veya
fabrikaya geri gönderilmelidir.Soğutucu boşaltılmalı ve izolasyonun yanmasına
neden olabilecek asidin sistemde dolaşma ihtimalini ortadan kaldırmak için
sistem temizlenmelidir.
Bununla beraber hermetik kompresörlerin acık tipe kıyasla
ayrı avantajları vardır.Belki de bunun en önemlisi mil sızdırmazlık elemanının
olmamasıdır.Mil sızdırmazlık elemanları pislikten yağlamadaki kısa sureli bir
aksaklıktan sistemde toplanabilecek aşındırıcı herhangi bir şeyden (çapak gibi)
ve kaba kullanmadan doğacak fiziksel hasardan vb. nedenlerden
etkilenebilirler.Bugün kullanılan mil sızdırmazlık elemanları 15-20 yıl önce
kullanılanlardan daha gelişmiş olmalarına rağmen hala özellikle düşük taraf
basıncının fazla vakum altında olabileceği düşük sıcaklık sisteminde potansiyel
bir arıza kaynağıdır.Böyle bir durumda sızdırmazlık elemanındaki bir sızıntı
havanın ve nem buharının soğutma sistemine girmesine imkan verir ki bu sistemin
soğutucu kaybetmesinden daha ciddidir.
Hermetik kompresörün dıger avantajları küçük olması daha
kompakt olması titreşimden daha az etkilenmesi ve motorunun sürekli
soğutulmasıyla iyi bir şekilde yağlanmasıdır.Ayrıca değiştirme ve sık ayarlama
gerektiren kayışları yoktur.
Sürekli soğutma sağlamak için acık kompresör motoru motor
muhafazasının etrafındaki hava ile soğutulur eğer motor cevre sıcaklığının
yüksek olduğu veya havalandırmanın yetersiz olduğu bir yerde ise ısıyı uygun
şekilde dağıtmak sorun olabilir.Hermetik tasarımlı motorda ısı motor ısısını
almak için soğuk emme gazının stator sargısının ıcınden veya etrafından
geçirilmesiyle dağıtılır ve soğutucu böylece ısıyı dağıtıldığı yer olan
kondensere taşır.Bu işlemin diğer bir avantajı herhangi bir sıvı soğutucunun
emme açıklıklarından girmesini önlemeye yardım etmek için emme gazının aşırı
kızdırılmasıdır ve bu düşük sıcaklıkta yapılan islerde gren gazın
kurutulmasında da önemlidir.
Gerçekte acık kompresörler satılan toplam kompresör
miktarının çok düşük bir kısmıdır ve soğutucu sıcaklıklarının ve şartların
konfor kliması sahasındakilerden daha farklı ve daha çeşitli olduğu ticari
soğutma ve ya endüstriyel soğutma alanlarında yoğunlaşmıştır.Hala çalışan çok
sayıda acık makina vardır ve bir teknisyenin servis ve bakım esnasında tamiri
ve değiştirilmesi gereken bir acık makinayla karsılaşması olasılığı yüksektir
bu yüzden acık tıp kompresörün yapısının temelde iyi anlaşılması önemlidir.
YERİNDE ONARILABİLEN HERMETİKLER,TAMAMEN SIZDIRMAZLARA KARŞI
İlk hermetik kompresörlerin çoğu yerinde onarılabilen tıp
tasarıma sahiptiler.Çoğunlukla cıvatalı hermetik diye adlandırılan bu cihazlar
kullanıldıkları yerde tamamen sökülebilir yada onarılabilirler ve yeni
parçalarla donatılabilirler. Bu da ünitenin komple yerinin değiştirilmesi
sırasında söz konusu olan ve sadece ağırlık yüzünden bu tıp işlemlerin fiziki
ve ekonomik yönden arzu edilmediği yüksek tonajlı makinalarda başka bir
avantajdır.
Başka acıdan bakıldığında tamamen sızdırmazlıklı hermetikler
veya muhafazası kaynaklı hermetikler sahada onarılabilen tip değildir ve ister
motor arızası ister valfın bozulması yada başka bir sebep içerdiği problem ne
olursa olsun ünite tamir istasyonuna veya fabrikaya geri götürülmelidir.O zaman
bozulanın yerine başka bir kompresör takılır.
Kaynaklı hermetiklerin boyutları kesirli beygir güçlerinden
baslar ve genellikle nominal 7,5 ton boyutlarına dek uzanır.Yine de piyasada
tek bir muhafaza ıcınde 20 ton`a kadar çıkan kompresörler vardır.
Bütün bir kompresörü değiştirmek bir anlam ifade eder mı ?
Cevap evet tir ve bu her zamanda teknik bir karar sonucu verilmiş
değildir.1950`lerin sonunda yaşanılan yerlerdeki klima sistemlerinde gelişim
patlaması olduğunda endüstride hiç bir zaman milyonlarca kompresör tesisatını
yerinde onaracak nitelikte yeteri kadar teknisyen bulunamayacağı ortaya
çıkmıştır.Yerinde onarım için gerekli tüm yedek parçaları stok bulundurmak
imalatçılar için bir anlam ifade etmediği gibi bunun yarattığı fidansal etkide
şaşırtıcı olacaktı.
Seri üretim ve kompresörlerin standartlaştırılması
endüstriye ileri bir kalite getirmiştir.Aynı zamanda sahada imal edilen
soğutucu hatlarından soğutucunun daha önce doldurularak sahaya getirildiği
tiplere kadar sistem tasarımlarında teknik değişiklikler de olmuştur.Sistem
güvenilirliği ve ortalama kompresör ömrü hızla arızaların çok küçük bir yüzdeyi
kapsadığı bir noktaya ulaşmıştır ve nominal 7,5 ton kapasiteye kadar olan
kompresörleri bütün olarak değiştirmek ekonomik yönden mantıklı hale
gelmiştir.Yaşanılan yerlerdeki klima sistemleri pazarında ve pek çok ticari
soğutma uygulamalarında 1,5 ile 5 ton kapasitelerde pistonlu ve döner
kompresörlerde kaynaklı hermetik olanların pazardan büyük pay alacağı
kesindir.Bu yüzden bir servis teknisyeni acısından bakıldığında bir kompresörü
sokup tekrar monte etmek pek de gerekli değildir.Bir teknisyenin arızaları ve
bakım ihtiyaçlarını minimuma indirgemek doğru uygulama montaj ve arıza bulma
teknikleri üzerinde yoğunlaşması çok daha önemlidir.
Sahada onarım gerektiren daha ağır ticari işlerin ve daha
büyük klima ünitelerinin içine giren teknisyenler durumun gerektirdiği ölçüde
bilgilerini artırabilirler.Bu aşamada bir kompresörü tamamen sökmek ve tekrar
monte etmek bir bilimden çok bir sanat haline gelir ve imalatçıların
prosedürlerini ve tasarımlarını yorumlamak önemlidir.
Soğutma uygulamalarında kullanılan hemen hemen tüm motorlar
endüksiyon motorlarıdır.
Motorun hareketli kısmında motor endüklendiği için böyle
adlandırılırlar çünkü hareketli parçanın akım kaynağı ile hiç bir bağlantısı
yoktur.Bir endüksiyon motorunun hareketsiz parçasına statör hareketli parçasına
rotor denir.Stator sargıları güç kaynağına bağlıdır rotor ise motor mili
üzerine monte edilmiştir rotor dönüşü ile motora tahrik gücü kaynağı oluşturur.
YAĞLAMA
Soğutma sistemlerinde bir çok elemanda bulunan hareketli
parçalar metal yüzeyler için zararlı olabilecek sürtünme yaratırlar.Ayrıca
sürtünme ilgili hareketli parçaların sıcaklığında bir artışa neden
olabilir.Doğru yağlama sürtünme sonucu oluşabilecek zararı azalttığı için
mekanik parçaların bakımında önemli bir konudur.Kompresörün yataklar pistonlar
ve dişliler için iyi bir yağlanmaya ihtiyacı vardır.
Kompresör pistonlu kompresör ise piston ile silindir cidarı
arasındaki boşluk öyle sızdırmaz olmalıdır ki tüm soğutucu buhar silindirin
dışına ve oradan da sıcak gaz boşaltma hattına itilebilsin.
Bu sızdırmazlık soğutucu yağına sıkıştırılmış soğutucu
buharı ile birlikte silindir boyunca yol aldırılmasıyla sağlanır. Piston ileri
geri hareket ettikçe yağ filmi sızdırmazlık sağlamazsa buharın bir kısmı
kompresör karterine geri sızar bu da verim kaybına sebep olur.
Daha öncede belirtildiği gibi soğutma sistemlerinde
kullanılan yağ sıvı halde olan çoğu soğutucu ile karışır ve beraber
dolaşır.Yağın kompresörün dışına ve sıcak gaz hattından geçerek kondenserin
içine pompalanması kaçınılmazdır.Hareketli parçaların düzgünce yağlanmasını
sağlamak ve kompresör karterinde doğru yağ seviyesini tutturmak için yağ
soğutucu ile birlikte sistem içindeki çevrimini tamamlamalı ve sonra kompresöre
geri dönmelidir.
Yağ sıvı soğutucu ile dolaşırken ıcınde yağ dolaşmasının
problem oluşturduğu elemanlardan biri olan evaparatöre ulaşır.Eğer yağ
evaparatörden emme hattına doğru yol almazsa evaparatörde yağ fazla yer kaplar
bu da soğutma serpantininin ısı transferi yüzeyini azaltır.
Yağın buharla birlikte çevrimi tamamlayarak kompresör
karterine dönmesini sağlamak üzere gerekli buhar hızını elde etmek için emme
hatları doğru boyutlandırılmalıdır.Eğer yağ kompresöre geri dönmezse bu eleman
kısa surede kuru durumda çalışmaya başlayabilir.Bu olursa silindirden hiç yağ
pompalanmamasıyla buhar sızdırmazlığı ortadan kalkacak ve kompresör verimi
önemli ölçüde düşecektir.Eğer bu durum uzun sure düzeltilmeden sürerse
kompresörde hasar meydana gelecektir.
Kompresörün iyi bir şekilde yağlanması için baslıca iki
yöntem kullanılır:
1-Çarpma sistemi
2-Cebri besleme yada basınç sistemi
İlk yöntemde yağlama krank milinin karterdeki yağın ıcınde
dönmesiyle baslar.Krank milinin üstündeki kepçe veya birimler yağa batar ve onu
yatakların üstüne veya yataklara açılan küçük kanallara fırlatır.Yağ
pistonların ve silindir cidarlarının üstüne de fırlatılır.Böylece bu elemanlar
arasında buhar sızdırmazlığı da sağlanmış olur.Karterde uygun yağ seviyesinin
tutturulmasının önemi yağın soğutucuyla birlikte sistem ıcınde dolaşması
ihtiyacının yanında ikinci plandadır.
Basınç sisteminde yağı yataklara keçelere piston pimlerine
pistonlara ve silindir cidarlarına pompalamak için küçük bir pompa
kullanılır.Bu tıp bir yağlama sistemine sahip kompresör tabı ki sıçratma
sistemiyle olduğundan daha pahalıdır ancak kartere yeterli yağ beslemesi olduğu
surece birinci sistem kompresörün daha koruyucu ve daha iyi bir şekilde
yağlanmasını sağlar.
Bazı kompresörler doğal yağ pompalayıcılardır.Yani soğutucu
buharı ile birlikte yağı sistemi dolaşarak kartere geri gönderilebileceğinden
daha hızlı bir oranda pompalarlar.Çoğu kez imalatçı yoğuşma ünitesi üzerine bir
yağ ayırıcı ekler.Eğer kompresör parçalı bir sistemde kullanılacaksa imalatçı
tesise böyle bir yağ ayırıcı konulmasını tavsiye eder.
Yağın kompresöre mümkün olduğunca çabuk geri dönebilmesi
önemli olduğu için yağ ayırıcı kompresörle kondenser arasına
yerleştirilir.Yüksek sıcaklıklı yüksek basınçlı buhar kompresörden pompalanan
yağ ile birlikte kompresörden çıkıp boşaltma hattından geçerek yağ ayırıcı ya
varana dek yol alır.Orada buharın akış yönü değişir ve debisi azalır çünkü yağ
ayırıcı nın hacmi ve kesit alanı alanı boşaltma hattındakinden büyüktür.Ayrıca
tasarıma bağlı olarak yağı haznesine düşürecek eleyici perdeye veya başka
cihazlara sahip olabilir bu arada soğutucu buhar ayırıcıdan geçerek yoluna
devam eder.
Çoğu ayırıcıda yağın kompresöre geri dönüsünü sağlamak üzere
şamandıra ve valf düzenekleri bulunur. Ayırıcının haznesinde belli bir miktar
yağ toplandığında yağın kaldırma kuvveti şamandırayı yükseltecek ve valf
açılacaktır. Soğutucu çıkış (basma) basıncı kompresör karterindeki basınçtan
büyüktür ve bu basınç farkı yağı kompresöre geri dönmeye zorlar.Ayrıca yağ
seviyesi düştükçe şamandıra da alçalır bu da iğne valfının kapanmasını ve
ayırıcıda daha çok yağ birikmesini sağlar.
Ayırıcı çoğunlukla yalıtılır dolayısıyla sıcak tutulur yoksa
soğutucu buhar ünite çalışmıyorken ayırıcıda yoğuşabilir. Eğer ünite sistemin
uzun sureler devre dışı kalma eğilimi gösteren bir kısmıysa soğutucuyu buhar
halde tutmak için ayırıcının üstüne veya içine elektrikli bir ısıtıcı takılması
tavsiye edilebilir .
SOĞUTUCU YAĞININ SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
Daha öncede belirtildiği gibi bir soğutma yağının iyi
yağlama özelliklerine ve kompresör ıcınde alçak taraftan yüksek tarafa
sızdırmazlık sağlama yeteneğine sahip olması gerekir.Yağ kompresörün içindeki
yatakları yağlarken aynı zamanda bir soğutucu ortam görevi de görür ve
hareketli parçaların kompresör çalıştığı sıradaki sürtünmelerinin neden olduğu
ısıyı bu yataklardan alır.
Her tıp soğutucu ile ve her şart altında çalışacak mükemmel
yağ şimdiye kadar geliştirilememiştir.Piyasada bulunan tüm soğutucu yağı
çeşitlerinin avantajları ve dezavantajları vardır ve bunlar tesisatın
şartlarına ve tek tek her sistemin kullanımına göre dengelenmelidir.
Yağlarda bulunması gereken özellikler:
1-Düşük sıcaklıkta akışkan halde kalmalıdır.
2-Yüksek sıcaklıklarda kararlı halde kalmalıdır
3-Soğutucuyla metallerle motor izolasyonuyla (hermetik
kompresörlerde kullanıldığında) havayla ve dıger kirleticilerle kimyasal
reaksiyona girmemelidir.
4-Beklenen çalışma koşulları altında karbona ayrışmamalıdır.
5-Karşılanması gereken düşük çalışma sıcaklıklarına maruz
kaldığında mum tortusu bırakmamalıdır.
6-Mümkün olduğunca temiz olmalıdır.
Piyasada soğutucu sistemler için bulunan tüm pratik amaçlı
yağlar mineral esaslıdır.Bu yağlar prafin bazlı, naften bazlı, karışım bazlı
(naften ve parafının karışımı) olmak üzere üç ana kategoriye
ayrılabilirler.Dünyanın değişik yerlerinde bulunan ham petrolden değişik
kategoriler üretilebilir.Uygun arıtma işlemleri ağır parafinleri ve naftenleri
ham petrolden ayırır.Soğutucu yağlarda önemli olan bazı özellikler ise
şunlardır:
1-Viskozite
2-Akma noktası
3-Çökelme noktası
4-Parlama noktası
5-Di elektrik sabitesi
6-Yanma noktası
7-Korozyona eğilimi
8-Oksitlenme direnci
9- Renk
Bir soğutucu yağının veya bir sıvının viskozitesi belli bir
takım şartlar altında akmaya gösterdiği direncin bir olcusu yada daha
basitleştirirsek ne kadar koyu veya seyrek olduğudur.Sıvıdan alınan ölçülmüş
bir numune belli bir sıcaklıkta kalibre edilmiş bir aralıktan aktığında gecen
zaman saniyeler cinsinden onun viskozitesini ifade eder.
Bir yağın akma noktası yağın akabileceği en düşük
sıcaklıktır.Çoğunlukla yağın sıcaklığı artık akamayacağı bir noktaya düşürülür
ve sonra bu sıcaklığa 3 °C eklenir.Düşük bir akma noktası sistemin tasarım
çalışma koşullarında yağın sistemde erişilen en düşük sıcaklıklarda
donmayacağının bir göstergesidir.Bütün soğutucu yağlarının değişen seviyelerde
mum içerdiği bulunmuştur.Bu mum yağın sıcaklığı yeterince düştüğünde yağın
içindeki dıger elemanlardan ayrılır.
Bir soğutucu yağının mumu mümkün olduğunca fazla
ayrıştırıldığında (mum yağdan tamamen ayrılamaz) mumun kalanının yağdan
ayrılacağı sıcaklığı bulmak için testler yapılır.Mum yağdan ayrıştığında yağ ve
soğutucu karışımı bulanıklaşır.Karışımın sıcaklığı daha da düşürüldüğünde yağın
ıcınde kalan mum parçacıkları top top olur veya uzum salkımı şeklini alır.Bu
oluşumun görülebilir olduğu haldeki sıcaklık yağın çökelme noktası olarak
adlandırılır.Mum soğutma sistemi içerisinde daha soğuk olan bölgelerde
birikeceği için (genleşme valfı ve evaporatör) evaporatördeki ısı transferinde
bir verim kaybı olacak ve genleşme valfı veya başka bir tıp akış ayar cihazı
çok kolay kısıtlanacak veya tıkanacaktır.
Yüksek sıcaklıklı soğutmada veya konfor klimalarında belirli
bir yağ kullanılabilir ancak bu düşük sıcaklıklı uygulamalarda yetersiz
olabilir.Bu yüzden özel kullanımlar için soğutucu yağı seçerken akma noktası
göz önüne alınması gereken önemli bir özelliktir.
Soğutucu yağları çoğu zaman çeşitli sistemlerde yangın
tehlikesi teşkil etmese de kullanılacak yağın parlama noktasını bilmek
onamlıdır.Parlama noktası yağ buharının aleve maruz kaldığında parlayıp ateş
alacağı sıcaklıktır.Bu durum belli bir sıcaklıkta ortaya çıkar yağ kararlığını
kaybeder ve bileşenlerinden bazıları ayrışma eğilimi gösterir.Bu yüzden parlama
noktasından kaçınılmalıdır.
Pek çok kompresör ve motoru gövde veya muhafazanın ıcınde
birbirlerine hermetik olarak takılmışlardır. Evaporatörden çıkan soğutucu
buharda yalıtılmış motor sargılarının ıcınden geçer.Böyle durumlarda soğutucu
yağının elektrik akımının akısına karsı bir direnci olması (yalıtım) gerekir ve
bir soğutma sistemi yağlama yağının dielektrik sabitesi bu direncin bir
olcusudur.Bir soğutucu yağının yanma noktası akışkanın daha önce tanımlanan
parlama noktası ile ilişkilidir.Sıcaklık yağ buharının parlama noktasının
üzerine çıkarıldığında ve yağ deney sırasında yanmaya devam ettiğinde yağın
yanma noktasına erişilmiş demektir.
Bir soğutucu yağlama yağının ıcınde sülfür bileşenleri arzu
edilmez.Nem bir sülfür bileşeni ile karıştığında sülfürik aşıt oluşur.Günümüz
de yağlarda çok önemli bir faktör olarak kabul edilmeyen bu asit bir soğutma
sisteminin metal parçaları üzerinde çok korozif bir etki yaratabilir.Çok iyi
parlatılmış bir parça bakır yağdan alınan bir numuneye batırıldığında ve 93 °C
nin üzerinde sıcaklıklara tabı tutulduğunda iyi bir yağlama yağının minimum
derecede korozif eğilim göstermesi gerekir.3-4 saat kadar bir sure sonra bakır
parçası yağ numunesinden dışarı çıkarılır.Eğer parça aşınmışsa veya rengi
atmışsa bu yağın ıcınde çok fazla sülfür bulunduğunun kanıtıdır.
Soğutucu yağlama yağının kararlılığı soğutucu yağlarının
parlama noktasıyla bağlantılı olarak anlatılmıştı.Bir yağın kararlığının başka
bir göstergesi de kimyasal reaksiyona olan direncidir.Yağlama işlemlerinin
çoğunda kullanılacak yağların doymamış hidrokarbonları gidermek üzere
arıtılması gerekir.Ancak bir yağ ne kadar arıtılırsa yağlama kalitesi o kadar düşük
olur.Soğutmanın ilk zamanlarında bu işlemde kullanılan yağ neredeyse rengini
kaybedene dek arıtılıyordu. İyi bir soğutma yağının rengi yağlama özeliklerini
kaybetmeksizin hidrokarbonların çoğunluğunun giderildiğini gösteren acık sarı
renktir.
MOTOR SICAKLIGI
Termodinamiğin birinci kanunu enerjinin ne yoktan var
edilebileceğini ne de vardan yok edilebileceğini ancak bir şekilden dıgerine
dönüştürülebileceğini ifade eder.Motor güç kaynağından elektrik enerjisi alır
ancak sürtünmeden dolayı enerjinin hepsi mekanik çıkış enerjisine
dönüştürülemez.Giriş enerjisinin kalanı ısı enerjisine dönüşür ve eğer bu ısı
dağıtılmazsa motor sargılarının sıcaklığı yalıtım hasar görene dek artar.Eğer
motor kirden ve fiziki hasardan korunursa ısı hemen hemen sargılara zarar
verebilecek tek düşmandır.
Motorda üretilen ısının miktarı hem yüke hem de motorun
verimine bağlıdır.Yük arttıkça motora elektriki girişte artar.Motorda ısıya
dönüştürülen güç girişi yüzdesi motorun verimine verimdeki artışla azalan ve
motor veriminin azalmasıyla artan ısıya bağlıdır.
Bir motorun kaldırabileceği sıcaklık seviyesi büyük oranda
motor yalıtımının tipine ve temel motor tasarımına bağlıdır ancak gerçek motor
ömrünü motorun kullanımda maruz kaldığı şartlar belirler.Eğer uygun bir ortamda
tasarım kapasitesine uygun yüklerde çalıştırılırsa iyi tasarlanmış bir motorun
ömrünün oldukça uzun olması gerekir.Bir motorun sürekli olarak yüksek çalışma
sıcaklıklarına yol açacak şekilde aşırı yüklenmesi ömrünü önemli oranda
azaltacaktır.
Isı motorların en büyük düşmanı olduğu için hermetik
kompresörlerde ısı etkili bir şekilde dağıtmak üzere emme hattının kullanılması
büyük avantaj sağlamaktadır. Hermetik bir motorun belli bir uygulama için
tasarlanmasıyla ve motor sıcaklığının yakından kontrol edilmesiyle motor belli
bir yükü karşılayabilir ve hem motor maksimum kapasitede çalışır hem de
standart acık tıp motorlarınkinden çok daha büyük bir güvenlik faktörü
sağlanmış olur.
KOMPRESÖR KABLO BOYUTLARI
Düşük veya voltaj altı durumların sebebi her zaman elektrik
şirketinin standart değerlerden sapmaya izin vermesi değildir.Pek çok kez
kompresöre kondenser ünitesine güç kaynağından giden kablolar yanlış
boyutlandırılmış olabilir. Böylece hat kayıpları normal limitleri asar ve
kompresöre giden terminal voltajı da çok düşer.Bu durum farklı kapasite
özelliklerine sahip bakır ve alüminyum iletkenlerin kullanılmasıyla daha da
karmaşıklaşır.İmalatçıların çoğu tavsiye edilen kablo boyutlarını ve ünite ile
ana güç kaynağı arasında %3 lük voltaj düşümünü asmamak için olabilecek
maksimum uzunluğu bir liste halinde verirler.Aşırı hat kaybına minimum güç
besleme voltajı da eklenirse kompresör üzerinde oluşan etki bir anlam
kazanabilir.Burada önemli olan bir elektrik tesisatçısına doğru elektrik
verilerinin bildirilmiş olmasıdır (tabı eğer elektrik tesisatının kurulması
soğutma tesisatı kontratının bir parçası değilse)
DÜŞÜK VOLTAJDA YOL VERME
Daha önce anlatılan konularda yol verme röleleri
kapasitörler kontaktörler ve hatlar arası starterler gibi en çok kullanılan
starter tipleri tanıtılmıştır ki bu datam voltajı yol vermeye göre tasarlanmış
bir kompresöre yol vermenin en pahalı metodudur.Buna rağmen bazı elektrik
şirketlerinin yol verme akımına getirdikleri sınırlamalardan dolayı kıvılcım
çakmasını televizyonun parazitlenmesini ve anı voltaj düşmelerinin ekipman
üzerinde yarattığı istenmeyen yan etkileri önlemek için zaman zaman yüksek
beygir güçlü motorlardaki anı yol verme akımını bir şekilde düşürmek
gerekir.Düşük voltajlı yol verme elektrik şirketinin voltaj regülatörünün yükün
bir kısmı yüklendikten sonra hat voltajını yakalamasına izin verir; bu da tüm
yükün hatta yüklenmesi halinde oluşabilecek keskin voltaj düşümlerini
önler.Bazı elektrik idareleri kendi hatlarından anı akım verilmesini belli bir
miktara kadar ve belli bir sure için kısıtlayabilirler. Bazıları ise yol verme
akımını kilitli rotor akımının belli bir yüzdesi ile sınırlayabilirler.
Kompresör yükünün boşaltılması yol vermede gereken çekme
torkunun azaltılmasına yardımcı olarak motorunda çabuk ivmelenmesini
sağlayacaktır.Kompresör ister yüklenmiş ister yükü boşaltılmış olsun yinede
motor saniyenin küçük bir parçasında hala tam yol verme amperajı
çekecektir.Baslıca itiraz konusu, yol vermede kilitli rotor şartları altında
anlık anı akım çekilmesi olduğu için kompresör yükünün boşaltılması her zaman
çözüm olmayabilir.Böyle durumlarda motorun gerekli yol verme akımını düşürecek
bir çeşit yol verme düzeneği gereklidir.
En çok kullanılan iki yöntemde ,motora giden hat voltajı,tam
olarak azaltılamadığı halde bunu başaran starterler düşük voltaj starterleri
olarak bilinirler.Elle yol verme soğutma kompresörleri için yararlı
olmadığından burada yalnız manyetik starterler göz önüne alınacaktır.
Her biri farklı uygulamalar için uygun olan beş tıp manyetik
düşük voltaj starteri vardır.
· Kısmı sargılama
· Yıldız-üçgen
· Otomatik transformatör
· Primer rezistör
· Düşük voltajlı kademeli yol verme yardımcı elemanı
Yol verme akımı düştükçe yol verme torku da düşer ve uygun
starter seçimi gerekli kompresör torku ile sınırlanabilir.Düşük voltajlı yol
verme için piyasada bulunan maksimum tork tam voltaj torkunun %64 üdür ve bir
otomatik transformatörle elde edilebilir.Bu değer kısmı sargılama için %45 ve
yıldız-üçgen için %33 tur.Bu da eğer kompresöre düşük voltajda yol verilmesi
gerekiyorsa yıldız-üçgen için yüksüz bir yol vermenin esas olduğu anlamına
gelir.
KOMPRESÖR PERFORMANSI
Bir makinanın performansı makinanın daha önce belirtilen
görevini yerine getirebilme yeteneğinin değerlendirilmesidir.Kompresör
performansı soğutucunun kompresörün ve motorun belli fiziksel sınırlamalarının
bir araya gelerek oluşturduğu tasarımın bir sonucudur ve şunları sağlamasına
çalışılır.
1-Arızasız en uzun omur
2-Minumum güç girişine karşılık maksimum soğutma etkisi
3-Minumum maliyet
4-Geniş bir çalışma koşulları aralığı
5-Uygun bir titreşim ve ses düzeyi
Kompresör performansına ait iki yararlı ölçünün biri
kompresör yer değiştirmesiyle ilgili olan kapasite diğeri de performans
faktörüdür.
Sistem kapasitesi kompresör ulaştığı soğutma
etkisidir.Kompresörü terk eden buharın basıncına karşılık gelen sıcaklıktaki
soğutucu sıvı ile kompresöre giren soğutucu buharın toplam entalpileri
arasındaki farka eşittir.Birimi kJ/kg dir.
Bir hermetik kompresörün performans faktörü motor ve
kompresörün ortak çalışma verimini gösterir.
Performans faktörü (hermetik) =kapasite(kW)/güç girişi(kW)
Son yıllarda enerji tasarrufu üzerine çekilen dikkat
nedeniyle performans faktörü endüstri için önemli hale gelmiştir.Bunun için
artık EVO (enerji verim oranı) terimi kullanılmaktadır.Ve soğutma ve klima
unıtelerının gerçek performansı ARI yönetmeliklerinde onaylanmakta ve
listelenmektedir.Böylece kullanıcılar tesisatçılar bilirkişiler ve güç
şirketleri çeşitli makinalarının izafi verimlerini değerlendirebilirler.
Kompresör performansına ait öncelikle kompresör tasarım
mühendislerinin kullandığı ve soğutma teknisyenleri için pratik kullanımı
olmayan üç diğer tanımlama ve ölçü vardır yinede bunları kabaca bilmek iyidir.
Kompresör verimi sadece silindirin içinde olan bitenle
ilgilidir.Gerçek sıkıştırmanın ideal sıkıştırmadan sapmasının bir olcusudur ve
silindirin ıcınde yapılan ise göre tanımlanır.
Hacimsel verim stok başına silindire giren taze buhar
hacminin piston yer değiştirmesine oranı olarak tanımlanır.
Gerçek kapasite ideal kapasitenin ve toplam hacimsel verimin
bir fonksiyonudur.
Fren beygir gücü ideal kompresöre ve kompresörün sıkıştırma
mekanik ve hacimsel verimlerine olan güç girişinin bir fonksiyonudur.
Kompresör imalatçıları ASHRAE ve/veya ARI şartların uygun
olması gereken değerler için kompresörlerini ayrıntılı testlere tabı
tutarlar.iki tıp kompresör testi vardır.Birincisi kapasite verim gürültü
seviyesi motor sıcaklığı vb. şartları belirler.İkinci ve aynı oranda gerekli
olan test ise makinanın muhtemel ömrünü tespit eder.Ömür testi kompresörün
yıllar boyu çalışması gereken koşullara benzer koşullar altında yapılmalıdır.Bu
çalışmada emniyet ve kurallara sadık kalma en önemli faktörlerdir.
Bu bilgilerden yararlanarak imalatçı urunun uygun şekilde
kullanılması için gereken performans veya uygulama verilerini sunabilir veya
yayınlayabilir.
Kapasite değerleri aşağıdaki bilgileri içeren tablolar veya
eğriler halinde yayınlanır:
1-Kompresörün tanımlanması (silindir sayısı çap strok ve
benzeri gibi)
2-Aşırı soğutma dereceleri veya verinin sıfır derece aşırı
soğutmaya göre düzeltildiğini belirten bir ifade
3-Kompresör devir sayısı
4-Soğutucu tıpı
5-Emme gazı kızdırma ısısı
6-Kompresör ortamı
7-Dış soğutma şartları (gerekirse)
8-Maksimum güç veya maksimum çalışma koşulları
9-Tam yük veya yüksüz çalışma altındaki minimum çalışma
koşulları
Sabit bir yoğuşma sıcaklığında tabı ki basit bir deplasman
makinasının pompaladığı gazın düşük yoğunluklu olmasının neden olduğu
evaparatör sıcaklıklarındaki düşmeyle kapasitenin nasıl hızla azaldığını
gözleyiniz.Buna rağmen düşük basınçlı buharları uygun yoğuşma basınçlarına
yükseltmek için gereken yüksek çalışma seviyelerini gösteren güç girişi
eğrilerinin o kadar hızlı düşmediğine dikkat ediniz.Bu yüzden ticari soğutma ve
klima sistemlerinin göreceli koşulları oldukça farklıdır.
Açıkça anlaşılacağı gibi bu tıp kompresörleri çok çeşitli
şartlarda kullanmak pratik değildir,hatta belki teknik olarak ta mümkün
değildir.Bu yüzden endüstri değişik uygulamaları karşılamak acısından değişik
hızlarda (kayış tahrikli modeller) ,çaplarda ,stroklarda ve/veya daha büyük
motorları olan üniteler sunar.
KOMPRESÖRDE KAPASİTE KONTROLÜ
Dalgalanan yük şartları altında kompresör kapasitesini
değiştirmek için bir çözüm olması acısından büyük kompresörlere sık sık
kompresör yükü boşaltma cihazları takılır.Pistonlu kompresörlerdeki yük
boşaltma cihazlarının iki genel tıpı vardır.Birincisinde bir veya daha fazla
silindirin üzerindeki emme valfleri bir basınç kontrol cihazına tepki olarak
bazı mekaniki vasıtalar tarafından acık tutulur.Soğutucu emme valflerinin
açılmasıyla kompresör stroku sırasında soğutucu, emme hücresine geri itilir ve
silindir pompalama hareketini durdurur.
Yük boşaltmanın ikinci bir yolu boşaltma gazının bir kısmını
sistemin iç kısmında kompresör emme hücresinde by-pass etmektir.Bu yapılırken
aşırı boşaltma sıcaklığından kaçınmaya dikkat edilmelidir.Bir sıcak gaz by-pass
ı kompresörün dışında da oluşturulabilir.Bypass hattındaki solenoid uygulamanın
tabiatına bağlı olarak sıcaklık veya basınçla kontrol edilebilir.Kontrol cihazı
kapasitenin düşürülmesi için sinyal verdiğinde solenoid açılır ve bir miktar
sıcak gazın doğruca emme hattına gitmesine izin verir.
Kompresör imalatçısı tarafından tavsiye edilen özel teknikler
değişik donanımlar içerir ancak ulaşılan sonuç hepsinde aynıdır.Yük boşaltmanın
kademeleri doğal olarak makinanın boyutuna silindirlerin sayısına ve
uygulamanın şartlarına bağlıdır.Göz önüne alınması gereken bir nokta azalmış
emme buharı miktarı ve beraberindeki sistemden geri donen yağdır.Hermetik
kompresörlerde bu miktarlar uygun yağlama ve motoru aşırı ısınmadan korumaya
yeterli olmalıdır.
İKİ KADEMELİ KOMPRESÖRLER
Pistonlu kompresörlerle ilgili şimdiye kadar anlatınlar tek
kademeli üniteler üstünde yoğunlaştı ancak çok aşırı düşük sıcaklıklı
uygulamalarda karşılaşılan yüksek sıkıştırma oranından dolayı buharlaşma
sıcaklıklarının –34.4 °C ile
-62.2 °C aralığında olduğu durumlarda verimi artırmak için
iki kademeli kompresörler geliştirilmiştir.İki kademeli kompresörler iç yapı
bakımından düşük (ya da birinci) ve yüksek (ya da ikinci) kademelere
bölünmüşlerdir.Emme gazı emme hattından doğruca düşük kademe silindirlerine ve
burada kademeler arası manifolduna boşaltılır ve akısı ayarlanır.Böylece
motorun yeterince soğutulmasını sağlar ve aşırı sıcaklıkları önler.Kademeler
arası basınçtaki kızgın soğutucu buharı yüksek kademe silindirinin emme
ağızlarına girer ve sonra yoğuşma basıncında kondensere boşaltılır.
KOMPRESÖR BAKIMI
Uzun omur tabi ki her üründe arzu edilir.Bugün üretilen
kompresörlerden uzun yıllar arızasız sakın bir çalışma beklenmektedir.Çoğu
uygulamada kompresörlerin günde 24 saat yılda 365 gün çalışması istenmektedir.Böyle
sürekli çalışma yine de çoğu zaman kompresör için sıcaklıkların sürekli
değiştiği ve yoğun sabit bir viskozitede tutulmadığı cevrim çalışması kadar zor
değildir.
Kompresör yalnızca normal çalışma koşullarını değil zaman
zaman, sıvı tasması,aşırı boşaltma basıncı gibi bazı periyodik anormal
koşulları da karşılamak üzere tasarlanmalıdır.Endüstrinin kompresör
imalatçıları ekstra zorluklara dayanan makinalar tasarlayıp üretmekle övgüye
değer bir ıs yaptılar,ancak henüz hiç bir imalatçı komple bir sistem
satmamıştır ve iste bu noktada profesyonel soğutma teknisyeni önemli bir rol
oynamaktadır,çünkü kompresör arızalarının çoğu çalışmanın getirdiği eskimeden
değil sistem hatalarından kaynaklanır.Teknisyenlerin sistemi kurmada ve
çalıştırmada yararlandıkları teknik beceri ve sağduyu seviyesi sonuçta sistemin
özel olarak da kompresörün gerçek ömrünü belirleyecektir.Teknisyen bizzat
ekipmanı seçmeyebilirse de eksiklikler ciddi problemler doğurmadan bunlara
dikkat çekebilir.
Aşağıda kompresörün verimini düşüren,ömrünü kısaltan ve bazı
istenmeyen durumlara sebep olan faktörler ve nedenleri açıklanmıştır
VERİM KAYBI
Bu bir takım şeylerin sonucu olabilir.
· Eğer sıvı soğutucu kompresöre girerse verim ve sonuçta
kapasite ciddi biçimde etkilenecektir.Üstelik sıvı tasması fiziksel hasara
kapasite eksikliğine yol açabilir.
· Kaçıran boşaltma valfleri pompalama verimini düşürür ve
karter basıncının hızla atmasına sebep olur.
· Kaçıran emme valfleri özellikle düşük sıcaklık
uygulamalarında kompresör verimini (ve kapasitesini) ciddi olarak etkiler.
· Gevsek pistonlar yanlarından aşırı akışkan akmasına ve
pompalama eksikliğine sebep olabilirler.
· Aşınmış yataklar özellikle gevsek piston kolları veya
piston pimleri pistonun sıkıştırma strokunda gerektiği kadar yukarı çıkmasını
önlerler.Bu da boşluk hacminin artması etkisini yaratır ve aşırı genleşmeye yol
acar.
· Kayış tahrikli ünitelerde kayısın yerinden kayması verim
kaybına yol acar.
MOTORUN AŞIRI YÜKLENMESİ
Kompresör tatminkar şekilde çalışmadığında bazen motor yükü
problem hakkında ip ucu verebilir.Motor yükünün anormal olarak yüksek veya
düşük olması yetersiz çalışmanın bir göstergesidir.
· Gevsek pistonlar emme valfının yetersiz çalışması veya
aşırı boşluk hacmi gibi mekanik problemler çoğunlukla motor yükünde azalmaya
yol acarlar.
· Çok karşılaşılan dıger bir problem emme hücresinin veya
giriş filtresinin tıkanmasıdır (sistemdeki pisliklerden dolayı).Sonuç ta emme
stroku sonunda silindirlerdeki gerçek basıncın emme manometresinin gösterdiği
emme hattı basıncından çok daha düşük olmasıdır.Eğer durum böyleyse motor yükü
de anormal şekilde düşük olacaktır.
· Boşaltma valfının yetersiz çalışması valf plakasındaki
ağızların kısmen tıkanık olması (bunlar boşaltma basınç göstergesinde
görünmezler) ve pistonların sıkı olması yüksek motor gücü demektir.
· Aşırı yük veya başka bir problemin yarattığı anormal
ölçüde yüksek emme sıcaklıkları aşırı motor yüküne yol açacaktır.
· Kondenserle ilgili problemlerden kaynaklanan anormal
şekilde yüksek yoğuşma sıcaklılarında aşırı motor yüküne yol açacaktır.
· Kompresördeki düşük voltaj ,kaynağı güç beslemesi veya
aşırı hat kaybı da olsa özellikle dıger problemlerden bazıları da varsa motorun
fazla yüklenmesine katkıda bulunacaktır.
GÜRÜLTÜLÜ ÇALIŞMA
Bu durum çoğunlukla bir problem olduğunun bir
göstergesidir.Kompresörün dışında anormal bir durum veya kompresörün kendi
ıcınde zarar veren veya kotu şekilde aşınmış bir parça olabilir.Açıkça
anlaşılacağı gibi kompresörün dışında bir neden varsa kompresörü değiştirmekle
hiç bir şey kazanılmaz.Bunun için kompresörü değiştirmeden önce su olası
nedenler kontrol edilmelidir:
· Sıvı taşması:Kompresöre yalnız kızgın buharın girdiğinden
emin olunuz
· Yağ taşması:Büyük ihtimalle yağ evaporatörde veya emme
hattında takılmıştır ve aralıklarla kütleler halinde kompresöre geri
geliyordur.
· Gevsek kasnak:Kayış tahrikli ünitelerde kasnağın gevşemesi
gürültüye neden olabilir.
· Kompresör montajında hatalı ayarlar:Dış montajlı hermetik
tıp kompresörlerde kompresörün ayakları mesnetlere çarpıyor olabilir bu da
kompresörün temelde baskı yapmasına yol acar.
KOMPRESÖRDEN GELEN SESLER
İç kaynaklarda gelen seslerin nedeni aşağıdakilerden bir
olabilir:
· Yetersiz yağlama:Yağ seviyesi tüm yatakların yeterince
yağlanmasına yetmeyecek kadar az olabilir.Eğer sistemde bir yağ pompası varsa
düzgün çalışmıyor olabilir yada tamamen bozulabilir.Yağ giriş çıkış ağızları
yabancı maddeler veya nem dolayısıyla ortaya çıkan yağ ve sistemdeki asit
tarafından tıkanabilir.
· Aşırı yağ seviyesi:Yağ seviyesi aşırı yağ pompalanmasına
veya yağın tasmasına sebep olacak kadar yüksek olabilir.
· Sıkı piston veya yatak:Sıkı bir piston veya yatak dıger
yatağın vuruntu yapmasına neden olabilir.Uygun boşluklu olsa da bazen yeni bir
kompresörde bir kaç saatlik bir çalışmadan sonra böyle bir durum kendini
gösterebilir.Bir süredir çalışmakta olan bir kompresörde pistondaki veya
yataktaki sıkılık sistemdeki nemin yarattığı bakır kaplaması nedeniyle
olabilir.
· İç yapıda zarar verici bağlantı parçası:İçten yay montajlı
kompresörlerde bağlantı parçaları kompresörün kabuğuna çarpmasına neden
olabilecek şekilde bükülmüş olabilir.
· Gevsek yataklar:Gevsek bir piston kolu piston pimi veya ana
yatak doğal olarak aşırı ses yapacaktır.Ana yatakların milin krank pimlerine
veya eksantriklere göre,ana yatakların silindir çıdarlarına göre tam hizada
olmaması da gürültüye ve çabuk aşınmaya yol acar.
· Kırık valfler:Kırık bir emme veya boşaltma valfı bir
pistonun tepesinde kalabilir ve her kompresör strokunun sonunda valf plakasına
çarpabilir.Piston kafasına yapışan talaşlar cüruflar veya başka yabancı
maddeler de aynı sonuca yol açabilir.
· Gevsek rotor veya eksantrik:Hermetik kompresörlerdeki mil üzerindeki
gevsek bir rotor kamanın kama yatağında oynamasına dolayısıyla gurultulu
çalışmaya yol sebep olabilir.Eğer mil ve eksantrik yekpare halde değilse ,
gevsek bir kilitleme cihazı vuruntunun sebebi olabilir.
· Titreşim yapan boşaltma valfleri:Bazı kompresörler belli
koşullar altında özellikle düşük emme basıncında sıkıştırma strokundaki
boşaltma lamının veya diskinin titreşmesinin neden olduğu doğal bir ses
çıkarabilir.Bu hasara sebep olmayacaktır ancak ses rahatsız edici ise kompresör
imalatçısı tarafından boşaltma valfinde düzeltme yapılabilir.
· Gaz vuruntusu:Belli şartlar altında ses evoparatörden
kondenserden veya emme hattından gelebilir.Emme hattından veya boşaltma
borusundan artarak gelen bir vuruntu ve/veya ıslık sesi seklinde ortaya çıkabilir.Aslında
mekanik bir vuruntu değil de soğutma hatlarının boyut ve uzunluğu dirsek sayısı
ve dıger faktörlerle bağlantı belli bir olayla birleşen aralıklı emme ve
sıkıştırma stroklarının sebep olduğu hafif darbe etkisi olabilir.